"Sebat"

Sebat Etmek Zor mu ?

Bu yazıda, “sebat etmeyi bilmiyorlar, bir ay dolmadan işten ayrılmak istiyorum diyorlar”, “Bir yıldır tam işi öğrendi artık tek başına yapabiliyor derken bugün gelmiş ayrılmak istiyorum diyor” ya da “sabırsız bir nesille beraberiz hemen bir unvan istiyorlar” cümlelerin altında yatan sebat konusunu mercek altına almak istedik.

Fakat sebat kuşaklara bağlamadan nasıl anlatılır derken son yıllarda kitaplarını okumaktan, konuşmalarını dinlemekten büyük keyif aldığımız Amerikalı Profesör Brené Brown’un, Cesur Yanınızı Kucaklayın adlı kitabının girişinde paylaştığı Theodore Roosevelt’in Cumhuriyette Yurttaşlık adlı konuşması karşımıza çıktı.

Arenadaki Adam olarak da adlandırılan konuşmayı Roosevelt 23 Nisan 1910’da Sorbonne’da yapmış. Bu konuşmanın ünlü paragrafı:

“Saygınlık gerçekten arenada olan adamındır, yüzü toza, tere ve kana bulanmış olanın; yiğitçe çabalayanın, tekrar tekrar hata yapanın ve yetersiz kalanındır. Çünkü hata ve kusur olmadan çaba da olmaz. Saygınlık başarmak için gerçekten mücadele verenin, büyük şevkleri ve bağlılıkları tanıyanın; kendini değerli amaca adayanın, en iyi ihtimalle sonunda üstün başarının utkusuna ereceğini, en kötü ihtimalle başaramayacağını ama hiç değilse büyük cesaret göstererek başaramayacağını bilenindir…”

Sebatın tanımı nedir diye sorsalar yukardaki paragraftaki arenada olan saygın kişinin eylemidir diye tanımlayabiliriz. Anahtar kelimeler ortaya çıkıyor bu metinde; çaba, hata, şevk, bağlılık, mücadele, cesaret, amaç, adamak, çalışkan olmak. Peterson ve Seligman’da "engellere, zorluklara veya cesaret kırılmasına rağmen amaca yönelik bir eylemin gönüllü olarak sürdürülmesi" diye tanımlıyorlar sebatkâr olmayı.

Sabırdan ayrı bir anlamı var sebatın. Sabır TDK’da acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme, dayanç olarak geçiyor. Sebat ise sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme olarak tanımlanıyor.

Sebat etmekte bir meydan okumak var.  Psikolog, koç, mentor Dr. Ben Dean bir makalesinde diyor ki sebatkâr insanlara yaptıkları işin zor olduğunu söylediğinizde, o işi başarmak için ısrarla çalışmaya devam ederler. Kolay olduğunu söylediğinizde, sebatkârlar verilen işten daha kolay vazgeçebilirler. Zor işi başarmanın hazzının büyük olması bir yana kolay olan bir işte başarısız olmak daha çok yüz kızartıcı bir durum.

Sebat etmek çalışkan olmakla yakından ilgili. Çalışkan olmak öz disiplinle yapılan işin hakkını vermek, üretmek demek. 0-6 yaş arasında ailelerin çocuklarına çalışkanlıklarını övmeleri gerektiği neden tavsiye ediliyor?  Çünkü zekayı takdir etmektense çalışkan olmayı takdir etmek çocuğun gelişiminde daha olumlu bir etki yaratıyor. 

En meşhur fabllardan biri tavşan ile kaplumbağanın yarış hikâyesi de sebat örneği değil mi?

Ünlü Amerikalı kişisel gelişim uzmanı Bob Proctor, zihinsel direncin bir ifadesi olarak tanımladığı sebatı geliştirmek için, önce bir şeyi istemeniz gerekir diyor. Bir şeyi öyle istemelisiniz ki o şey ateşli bir arzuya, bir tutkuya dönüşsün... 

Bugün 94 yaşında olan Sushi şefi “Masterchef Jiro Ono” çok ünlü olmasına, 3 Michelin yıldızlı şef olmasına rağmen hayallerinin yolculuğuna daha yeni başladığını söylüyor ve başarısının sırrını “aslında mesleğinizi seçtikten sonra kendinizi işinize vermek; işinize aşık olmak ve hayatınızı becerinizde ustalaşmaya adamak.” olarak tarif ediyor. Tutku ile çalışmanın muhteşem bir örneğidir Şef Jiro Ono 

Sebat iradenin zayıf olması ile ilgili değil, güçlü iradeye sahip olan insan ilerlemek için gerekli olan sebatı gösteremeyebilir. 

Sebatkâr olmak bağlılık seviyemizi ölçer, net olmamızı sağlar, zihinsel olarak daha güçlü olmamıza yardımcı olur, odaklanmaya, daha iyi kararlar almamıza ve daha akıllı eylemler yapmamıza neden olur.

Sebatkâr olma becerimiz ne kadar güçlüyse, başarma şansımız o kadar artar.

Sebatkâr olmak zor mu?  Eğer aşağıdaki maddeler sizin için zorsa sebat etmekte zor olsa gerek.  

1.Hayatta sizi neyin motive ettiğini biliyor musunuz?

2.Net bir hedefiniz var mı? Ne istiyorsunuz, neden istiyorsunuz?

3.Planlı çalışmayı başarabiliyor musunuz? Hatta projelerinizi zamanından önce teslim etmeye ne denli heyecanlısınız? 

4. Sağır kurbağa hikayesindeki gibi çevreden gelen olumsuz yönlendirmelere kulaklarınızı tıkayabiliyor musunuz?

5.Sizi destekleyecek bir grubunuz var mı?  Geri bildirimde bulunabilecek ve sizi sorumlu tutabilecek, sizinle benzer düşünen insanlara sahip olmak değerlidir. 

6. Kendinize karşı sabırlı mısınız?

7. Bir hedef belirlediğinizde yol boyunca kötü hava koşulları da beklemelisiniz. Peki, “asla vazgeçmem” diyebilir misiniz? Yılmaz mısınız?

Jim Rohn’un dediği gibi eğer bir şeyi gerçekten yapmak isterseniz bir yolunu bulursunuz ama istemezseniz bir bahane bulursunuz.  İstedikleri bir şeyi başarmakla ilgilenenlerle onu başarmayı taahhüt edenleri ayıran şeydir sebat. Bu yazı sebat ile ilgili bir önsöz olsun derinleştikçe yazmaya devam edeceğiz.

Kaynak kitap ve linkler:

Clayton Christensen, “How will you measure your life”

Brené Brown, “Cesur Yanınızı Yakalayın”

https://www.youtube.com/watch?v=ZZAQYmzOJoo

http://www.coachingtowardhappiness.com/AHC/vol2num22.htm

https://www.authentichappiness.sas.upenn.edu/newsletters/authentichappinesscoaching/persistence

 

İletişim formu

Demo Talep formu

Konu